31 Ocak 2014 Cuma

gittiğim yollar



gittiğim yollar biraz buruktur
otlar var, kurumuş, ölü otlardan
orada bir nehre özenir durur
sonsuzluk, uykulu duruluklardan
gittiğim yollar, biraz buruktur

gittiğim yollar biraz reyhanlı
biraz ısırgan durur, biraz sokulgan
bir yanı kurumuş, bir yanı duman
taş kesmiş çocuklar durur bir yanı
gittiğim yollar biraz reyhanlı

gittiğim yollar biraz da kayın
karlar yükselir, atlılar geçer
kıvrılır kalbine bu diyarların
adım adım yürüyen belirsiz hançer
gittiğim yollar, biraz da kayın...

gittiğim yollar... biraz madımak
yanmış. güneşli tepelerinde
kekik yolar kadınlar saçından ak ak
sürekli bir gözyaşı eşliğinde
gittiğim yollar biraz madımak

gittiğim yollar biraz da aymaz
akşamın ufkunda sallanan bayrak
kararmış yüzünde yıldızı durmaz
çocuklar büyüyor ağlayarak
çocuklar büyüyor ağlayarak

gittiğim yollar biraz buruktur
kıyısında kurumuş, ölü otlardan
orada bir nehir uzanır durur
sonsuza, uykulu duruluklardan
gittiğim yollar biraz buruktur

29 Ocak 2014 Çarşamba

boyalı kuşlar


dağlar ki bir yalnızlık, içimde bölündüğüm…
yaza yaza doyamaz yazanlar yazısına
mavi, sisli yolculuk, henüz geri dönen yok.
kâğıdın beyazından geçen ince patika
ve mâziden yükselen ulaşılmaz bir doruk...

hepsi, hepsi içimde duran ormana kaçtı
harflerde hecelerin ağacını bulmaya
her biri kanat çırpar şimdi her biri ayrı
uzakta kuşlar gibi, kuşlardan da uzağa

sahi içimde bir de boyalı kuşlar vardı
beyaz boyalı kuşlar dağlara götürdüğüm
kanatları sebepsiz hüzünlerle sarardı
kanatları dağlara dolanıp düğüm düğüm

dumansız kuşlar





biz istemesek de görünür her yeri
gölgesi balkonlu evlerin bir yerinden
ağaçta sürgün eden gelecek hayalleri
orda büyür bütün sevilmiş kentlerden

orda durur kapının kenarında gitmeleri
gözümüzde dolanır sokakta yürümeler
şu duvar, şu masa, şurda birkaç kitap gibi
şurda birkaç insan bakar eskimiş çerçeveler

gün gün görünür bulutlar istemeden
bulutlar belki yağmurun bekçileri
siyaha çalınmış yüzlerden mi beliren
sanki içimizden birinin gittiği

tek katlı evlerden bahçeler görünmeli
avlular yarınlar üretmeli yüzyıllardan
belki bu yıl kuşların bizi seçeceği
kolumuzu uzatsak upuzun ağaçlardan

merdivenler sarı mı siyah mı şimdi
birlikte çıktığımız yokuşlardan
çırpınan kanatsız sevdalar mı getirdi
dumanlar yükselen dumansız kuşlardan