4 Kasım 2013 Pazartesi

yokuş

kapanımsız beklediğimiz bir yokuştur
rahat mevzulardan artırdığımız
ellerinde ekmekle çocuklar daracıktır
inip kalkan tahterevalliler gibi şen
bir yokuş ağlayan anneler kadar
yorgunluğumuzun üstünü örten

eğimli geliş gidişleri düşün
beyaz kuşlarına satır satır
bir yokuş diyorum çıkılmaz kışın
buzlu sözler saçıyor sokaklarına
dumanı bacaların ah be kuşum
şarkıların örtüşmüyor  kahrına

bir yokuş ipekten yapma bana
eksilterek çıkarılmış derinden
bu çağ anlamıyor diyorsun amma
yoksulluğun namerdin dilinden
körleşerek sürüklenen beden mi
körleşerek gülüm ne dersin
suskunluğun tutup elinden?

oturmuş bakınıyor çaresizliğin
perdeleri, rüzgar tarayacaktır!
gönlümde gün göğün görgüsünü
görüp elbet arayacaktır
saçlarımda beyaz örgüsünü
yalnızlıktan devşirilmişliğin.
üşüyorum deme üşüyorum gülüm
gözyaşı akarken sıcaktır

bir yokuş diyorum taze ve sıcak
ekmek kokusu sofralarında
çıkılıp inilecektir bir bir ve ancak
kim hazırlayacak seni bir düşün
simli gecesinde süzülen kuşa
adını hatırladığın bir sabah kışın
unuttuğun sokaklar kaldırımlarına
yıldızların ışığıyla yazılacaktır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder